Kobe Bryant, bir yıl önce hayatını kaybetti. O günden bugüne dek koronavirüs ve daha birçok felaket insanoğlu hayatında etkisini hissettirse de Black Mamba, ardında bıraktığı mirasla adını duyurmaya devam ediyor. İşte kariyerinden unutulmaz bazı anılar…
Haziran 2000 – Mamba parkede ve ilk meydan okumasını gerçekleştiriyor
2000 yılının NBA Finalleri’nde üç maç sona erdiğinde beklenildiği gibi 2-1’lik Los Angeles Lakers üstünlüğü vardı. Mor-Sarılı ekibin serideki rakibi Indiana Pacers’ın ev sahipliğinde geçen dördüncü maç serinin kaderi açısından önemli bir noktayken Lakers’ın yıldızı Kobe Bryant, üçüncü maçın ardından takım idmanında ayak bileğinden sakatlanmıştı. O, baş antrenörü Phil Jackson’ın uyarılarına rağmen sahaya çıkmak istiyordu. Eğer rahatsızlık yaşadığı bileğine sert bir darbe alırsa kariyerinin geri kalanı olumsuz etkilenebilirdi. Fakat Mamba bütün uyarılara rağmen oynamayı seçti.
Serinin dördüncü maçı sona erdiğinde 120-118’lik Lakers üstünlüğü skor tabelasına yansıyordu. Bryant, ürettiği 28 sayının büyük bir kısmını Shaq O’Neal’ın faul problemiyle uğraştığı dönemlerde üretmiş ve takımını zafere taşımıştı. Lakers serinin beşinci maçını kaybetmesine karşın altıncı maçta zafere ulaşarak NBA yüzüğünü kazanmıştı.
“Ortaokulda ve lisede de birçok kez bileğim burkulmuştu ve şişmişti. Bunlara rağmen oynamıştım. Demek istediğim, daha önce acıya rağmen birçok kez oynamıştım ve bunu yapabilip yapamayacağım bir soru işareti değildi. Sadece üst düzey oyunculara karşı üst düzey bir seviyede oynamalıydım. Bana ikili sıkıştırma getirmediklerini de biliyordum. 21 yaşındaydım ve bence Pacers benim içimdeki hırs ve özgüvenden habersizdi. Bunu biliyor olsalardı üstüme sıkı bir savunma getirirlerdi. Kendileri kaybettiler!”
Kasım 2005 – Kobe Bryant, Mavericks’ten daha fazla sayıya imza atıyor
Herhangi bir basketbol takımının ilk üç periyotta 61 sayı atması gayet doğal bir olaydır. Ama herhangi bir basketbol oyuncusunun 32 dakika sahada kaldığı ilk üç periyotta 62 sayı atması pek alışıldık bir durum değil. 20 Kasım gecesi Staples Center’da alışılmış bir takım performansına karşın olağanüstü bireysel performansa tanıklık edildi. Dirk Nowitzki ve Jason Terry gibi yıldızları barındıran Dallas Mavericks, ilk 36 dakikada toplam 61 sayı üretirken Kobe Bryant, 62 sayı üretmişti.
“O süreçte tam olarak neler olduğunu aslında anlayamamıştım. Brian Shaw (Lakers‘ın o zamanki asistan koçu) son periyotta bana doğru geldi ve üç periyotta 62 sayı atmışken oyuna girmek isteyip istemediğimi sordu. Ben de önce skor tabelasına baktım ve ona oyuna girmek istemediğimi, zaten maçı kazandığımızı ve bana buz torbalarımı getirmelerini söyledim. O da bana ‘Sen deli misin? Böyle bir şeyi daha önce hiç görmedik ve muhtemelen böyle bir şey bir daha asla yaşanmayacak. Tekrar oyuna girmelisin ve 80 sayı bile atabilirsin’ dedi. Ben de ona baktım ve ‘Biliyor musun? Başka zaman 80 atarım’ dedim. O da oturdu ve bana ‘Kobe, SEN DELİSİN’ dedi. Biliyorsunuz, birkaç ay sonra 81 attım…”
Ocak 2006 – 81, 81, 81
O gün NBA için sıradan bir maç günüydü. Ancak Seattle SuperSonics ile Phoenix Suns arasında oynanan mücadelenin iki uzatma sonucu 152-149 SuperSonics üstünlüğü ile sonuçlanması güne hareketlilik katmıştı. Aynı saatlerde oynanan bir başka maçta, Toronto Raptors-Los Angeles Lakers maçında ise tarih yazılıyordu. Zira Lakers’ın süper yıldızı Kobe Bryant, 48 dakika sona erdiğinde 28/46 isabetle 81 sayı üreterek maçta atılan toplam sayının (226) %37,3’üne imza atmıştı.
Nisan 2013 – Aşil tendon yok ama serbest atış isabetleri burada
Golden State Warriors maçı Lakers için sıradan bir normal maçından çok daha fazlasıydı. Zira vasat bench rotasyonları ve sakatlıklar nedeniyle yalnızca sekiz oyuncu o maçta forma giymişti. Ancak maçın bitimine üç dakika sekiz saniye kala yaşananlar çok daha kötüydü. Başa baş geçen mücadelenin kritik hücumlarını boyalı alandan sayı üreterek kullanan Kobe, bir pozisyonda faul alırken aşil tendonlarını kopardı. Fakat sahadan ayrılmak yerine serbest atışlarını kullandı. O atışlara kadar bir dakika bile dinlenmeyen Bryant, aşil tendonu olmadan kullandığı iki serbest atışı isabete çevirerek 34 sayıyla kenara gelmek zorunda kaldı.
Nisan 2016 – Jübile maçında 60 sayıyı başka kim atabilir?
Kobe Bryant, 2015-2016 sezonunun veda sezonu olacağını söylediğinde gittiği her deplasman turunda taraftarlarca sevgiyle karşılanmıştı. Kendisi için basketbol kitabının sıfır kollu bölümüne ait olan son sayfası 13 Nisan 2016’da Staples Center’da Utah Jazz maçıyla yazılacaktı. Black Mamba maça ilk günlerinden enstantaneler sunarak başladı; bütün şutları deniyordu. Bir, iki, üç, dört… Maç sona erdiğinde yalnızca altı dakika bench’te oturmuş ve 22/50 isabetle 60 sayı üretmişti. Evet, bunu jübile maçında yapmıştı!
“Son maçımda seyirciye anons edilirken kendi kendime ‘Tamam, artık sahaya çıkacaksın ve oynayacaksın. Bu akşam işleri berbat etmek yok’ dedim. Heyecanı hissedebiliyordunuz ve seyirciler de ‘Hadi bakalım, bu akşam nasıl bir maç izleyeceğiz’ diyordu sanki. İlk attığım şutu ya da o attığım şey her neyse kaçırdığımda hayal kırıklığını hissedebiliyordum. Kendi kendime, ‘Vay be bu çok komik. Herkes izliyor ve ben kesinlikle 0/40 atacağım’ demiştim. Çılgınca ve aynı zamanda da komikti. Daha sonra sıkı oynamaya başladım ve işler düzeldi. Bir ara Shaq, bana 50 sayı atamazsın dedi. Ee ortada bir meydan okuma vardı. Bunu kabul ettim ve 60 attım.”
Mart 2018 – Oscar ödüllü efsane
Hollywood’daki Dolby Tiyatrosu’nda düzenlenen 90. Oscar gecesi bu sefer ilginç bir ismin ödül konuşmasına tanıklık ediyordu. Zira basketboldan emekli olmasının üzerinden henüz iki sene geçen Kobe Bryant kendisinin yazdığı ve Glen Keane’in yönettiği, “Dear Basketball – Sevgili Basketbol” adlı yapımıyla, “En İyi Kısa Animasyon” ödülüne layık görülerek bunu başaran ilk profesyonel sporcu oldu.