Anadolu Efes’in yıldız oyun kurucusu Vasilije Micic, Corendon Airlines’ın spor konuşmalarına konuk oldu.
Başak Koç’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda Micic, özel hayatına dair birçok konuda samimi açıklamalar yaptı.
“Ailemden bahsetmek gerekirse öncelikle ablamdan bahsetmek isterim. Kendisi benim en büyük destekçim, ismi ise Nina. Aramızdaki ilişki ne olursa olsun değişmez. Hayatımızda özel ya da işle alakalı ne olursa olsun; birbirimize her zaman kenetliyiz. Bu bizim için her zaman bir esas olmuştur.”
“Babam da hayatımda önemli bir etkiye sahip tabii. Kendisi de bir spor hocası, bana sporun temellerini öğreten oydu. Dağlık bir bölgede büyüdük, ilk spora başladığım yer de orası. Onun dışında her şeyi o öğretti.”
“2 yıl önce annemi kaybettim, benim için büyük bir kayıp; tabii hayatın bir parçası bu da. Hayatımdaki çok büyük bir insandı. Artık onun hakkında övgüyle konuşmak daha kolay. Biri eğer hala yakınınızda ise zaman zaman iltifat etmeyi, övmeyi unutabiliyoruz. Zaten normalmiş gibi gelebiliyor yaptıkları. Şimdi rahatlıkla diyebilirim ki her zaman yanımdaydı, inanılmaz pozitifti. Adı Vesela, mutluluk anlamına geliyor. Bu da tam olarak onun karakterini anlatıyor.”
Babasının işi sebebiyle çocukluk döneminin bir bölümünü Sırbistan’ın en ünlü dağı ve kayak merkezi Kopaonik Dağı’nın çevresinde geçirdiğini söyleyen Micic, o dönemlerle ilgili şunları söyledi: “Kopaonik, çok turistik bir yer ama 10-15 günlüğüne. Ben yılın 12 ayı orada yaşıyordum. Daha iyi bir çocukluk hayal edemezdim. Oradaki özgürlüğümüz paha biçilemezdi. Yılın 6 ayı boyunca kayak yapabilmek, ondan sonra yazları diğer spor dalları için açılan kamplar benim ve ablam için çok faydalıydı. Bu da benim için hayatın en iyi kısmını asla unutmamamı sağladı. Doğada olmak, o enerjiyi hissetmek ya da insanlar ne demek istiyorsa ona işte. Hayatımın 9 yılını orada geçirdiğim için gerçekten çok mutluyum.”
Basketbola adım atmadan önce kayak sporunda profesyonelleştiğini aktaran yıldız oyun kurucu, “Basketboldan önce profesyonel kayakçıydım. Hayli de başarılıydım. Okulda başladım basketbol oynamaya. Topla ne yapacağımı pek bilmiyordum. Ama hareketlerim ve koordinasyonum akranlarıma göre iyiydi. Koç da tamam takımda kalabilirsin dedi, çünkü benden 3 yaş büyüklerle başlamıştım.
Genç yaşta Kızılyıldız’a adım attım. İlk büyük gelişimimi FNP’de hissettim, Sırbistan’da hayli ünlü bir basketbol akademisi, Kızılyıldız ile iş birliği içindeler. Basketbol kariyerimi böyle inşa etmeye başladım diyebilirim. Mega Vizura’da ise gerçekten profesyonel oldum. Mega’ya geldiğimde 16 yaşındaydım, normalde Genç veya Yıldız yaş grubu oluyor, tam bilmiyorum. A Takıma yükselmiştim o zamandan, profesyonel olmuştum artık diyebilirim. Sonrasında Bayern Münih ve Tofaş Spor Kulübü’nde oynadım” ifadelerini kullandı.
Uzun bir süredir Türkiye’de olan Micic, “Türkiye’ye geldikten sonra burayı sevmeye başladım açıkçası. Bu ülkeyi çok seviyorum. Buradaki insanların mantalitesini seviyorum. Bir gün İstanbul takımlarında oynamak istiyordum, o da gerçek oldu tabii. Sonrasında ise Žalgiris Kaunas’a gitmem önemli bir hareketti diyebilirim. Zalgiris Kaunas’ın ardından ise Anadolu Efes’e gelme kararı aldım. Ve şu anda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Anadolu Efes ve İstanbul benim evim gibi oldu” diyerek sözlerini tamamladı…